İzmir’de diyetisyen olmak…

Yaklaşık 7 yıldır İzmir’de kendi işyerimde Mesude Evirgen Beslenme Danışmanlığı ve Diyetisyen olarak keyifle, mutlulukla çalışmaktayım. Tabi erken yaşta özel sektöre atılmak kolay olmuyor ancak işinizi severek yapıyorsanız bir de en sevdiğiniz şehir olan İzmir’de diyetisyenlik yapıyorsanız sizden daha mutlusu olamaz. Diyetisyen olmak toplum tarafından sadece çok zayıf olmak hiç kalorili besinler tüketmemek anlamına gelmektedir. Ancak bu doğru bir bilgi değil. Diyetisyen olmak her bireyin sağlıklı olması gereken kilo aralığında olmasını sağlayan, hastalık durumu varsa şeker, hipertansiyon gibi hastalıklarda beslenme tedavisini sürdüren ya da çocukların, bebeklerin, gebelerin alması gereken kaloriyi ve besin örüntüsünü hesaplayarak onların hayatına sağlık dolu devam etmelerini sağlamaktır. Tabi bunlar sadece diyetisyenin bir iki çalıştığı alan diyebiliriz.

Gelelim İzmir’de diyetisyen olmanın hem keyifli hem zor yanlarına.. Önce keyifli yanlarından başlayalım özellikle yaz aylarında İzmir’de işten çıktıktan sonra güzel bir program yapmaya fırsatınız ve zamanınız olabiliyor ne de olsa hava oldukça geç kararıyor ve işten çıktığınızda hala gündüz gibi oluyor. Zor yanlarına gelecek olursak İzmir’de diyetisyen olarak meşhur olan yiyeceklerimizin temelinde karbonhidratlar bulunuyor. Bunlar meşhur İzmir boyozu, İzmir gevreği, İzmir lokması gibi saymakla bitmeyecek güzel lezzetler. Kendinize hakim olup dur demeyi bilmekte fayda var. Ama en önemlisi ve en güzel yanlarından biri olan Ege mutfağına sahip İzmirli bir diyetisyen olarak zeytinyağlıların bolca mutfağımızda bulunması ve hepsinin birbirinden lezzetli tatlara sahip olmasıdır. Toparlayacak olursam gün batımından, denizine, insanından doğasına, mutfağından dostluğuna kadar İzmir’de yaşamak, İzmir’de diyetisyen olmak mükemmel bir his. Hayat sadece çalışmak için çalışmak değil keyifle doya doya çalışmaktır. Size de tavsiyem sevdiğiniz yerde sevdiğiniz işi yapmanızdır.