Obezitede Beslenme

Obezitede Beslenme

Obezite, vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanıyor. Diyabetten, kalp hastalıklarına, infertiliteden kansere pek çok olumsuz sağlık sorununa davetiye çıkaran obezite, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Obeziteye, aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, genetik geçiş, hormonal etmenler sebep olurken; tüm bunların çözümü deneyim ve bilgi gerektirir.

Obezite (aşırı şişmanlık) basit olarak vücuttaki yağ oranının, aşırı ve anormal bir şekilde artışı olarak tanımlanır. Halk arasında obezite bazı kişiler tarafından yalnızca dış görünüşe bağlı bir sorun olarak algılanır.
Halk arasında “fazla kilo” ile “aşırı şişmanlık” birbiri yerine kullanılan ifadeler olsa da aynı tıbbi olarak aynı kavramları ifade etmez. Kilo aralıkları vücut kütle indeksine göre belirlenmiştir.

Obezite hastalığı zayıflama diyetleri ve diyeti destekleyen bazı uygulamalar ile önüne geçilebilen, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bununla birlikte ileri düzeyde şişmanlığın görüldüğü ciddi obezite hastalarında, özellikle de ciddi komplikasyon gelişme riski yüksek olduğunda hekim önerileri doğrultusunda tüp mide, mide küçültme, gastrik bypass gibi obezite cerrahisi uygulamaları ile de tedavi gerçekleştirilebilir. Bu yöntemler bariatrik cerrahi uygulamaları olarak da adlandırılabilir.

 

Obeziteye bağlı olarak ortaya çıkan sorun ve belirtilerin arasında şunlar yer alır:

  • Terleme
  • Çabuk yorulma
  • Nefes darlığı
  • Horlama ve uyku apnesi
  • Cilt sorunları
  • Sırt ve eklem ağrıları
  • Psikolojik sorunlar ve benlik saygısında azalma

Tüm bu sorunların oluşumunun önlenmesi ve obeziteye bağlı oluşabilecek kronik hastalıkların engellenmesi açısından fazla kilo sorunu bulunan bireylerin obezite boyutuna ulaşmadan önce zayıflaması ve ideal kilolarını korumaya özen göstermeleri gerekmektedir.

Vücut Kütle İndeksi (VKİ) Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Obezite ile ilgili bazı vücut ölçümlerine topluca antropometrik ölçümler denir. Bunlardan en yaygın bilineni vücut kütle indeksidir.
Vücut kütle indeksi (Body Mass Index-BMI) aşağıdaki formüle göre hesaplandıktan sonra kişinin VKİ değeri hangi aralığa düştüğüne bakılır.

VKİ= Vücut ağırlığı (kg)2 ÷ Boy (m)2

VKİ Hesaplayıcı
Vücut kütle indeksi    Kilo durumu
<18,5    Düşük kilolu
18,5-24,9    Normal kilolu
25-29,9    Fazla kilolu
30 ve üstü    Aşırı kilolu (obez)

 

 

 

Obezitenin birçok nedeni bulunuyor. Ancak bu hastalığın oluşmasındaki en büyük etken hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme. Obeziteye neden olan tüm sebepleri şöyle sıralamak mümkün:

  1. Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları
  2. Fiziksel aktivite yetersizliği
  3. Yaş, cinsiyet eğitim düzeyi, sosyo-kültürel etmenler, gelir durumu
  4. Hormonal ve metabolik etmenler
  5. Genetik, psikolojik etmenler
  6. Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama
  7. Sigara ve alkol kullanma alışkanlığı
  8. Kullanılan bazı ilaçlar (antidepresanlar vb.)
  9. Doğum sayısı ve sık doğum aralığı
  10. Anne sütünün yetersiz alınması

 

 

 

 

OBEZİTE TEŞHİSİ NASIL KONULUR?

Obezite teşhisi en pratik olarak Beden Kitle İndeksi’nin hesaplaması sonucuna göre konulmaktadır. Hastanın öyküsü, yaşadığı problemler hekim tarafından dinlenmektedir. Beden Kitle İndeksi’nin yanında bel çevresinin ölçümü önemlidir. Çünkü bu rakam obeziteye bağlı oluşabilecek hastalık riskini değerlendirmede yardımcı olmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Obeziteye bağlı oluşabilecek hastalıklar şöyle sıralanabilir:

  • Tip 2 diyabet
  • Yüksek tansiyon
  • Kan yağları ve kolesterol yüksekliği
  • Karaciğer yağlanması
  • Damar sertliği gibi kalp damar hastalıkları
  • Eklem bozuklukları
  • Uyku apnesi
  • Kadınlarda yumurtalık kistleri ve buna bağlı adet düzensizlikleri
  • Aşırı tüylenme
  • Erkek çocuklarda gömük penis ve hormonal bozukluklar
  • Depresyon
  • Bazı kanserler

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 21. yüzyılın en önemli halk sağlığı sorunu olarak tanımlamıştır. Çocuk obezitesi orta ve düşük gelir düzeyine sahip ülkelerde daha sık görülmektedir. DSÖ verilerin göre 2016 yılında 5 yaş altı fazla kilolu çocuk sayısı 41 milyonu aşmıştır.

Çocukluk çağında aşırı kilolu veya obez olan çocukların erişkin dönemde obez oldukları ve bu kişilerin genç yaşta diyabet ve kardiyovasküler olaylar geliştirdikleri bilinmektedir. Ayrıca erişkin yaşta osteoartrit gibi kas-iskelet sistemi hastalıkları ile meme, endometrium ve kolon kanseri geliştirme risklerinin yüksek olduğu görülmüştür.

Obezite İçin Risk Faktörleri Nelerdir?

Obezite için başlıca risk faktörleri:

-    Ailesel kalıtım ve etkiler: Bazı ailelerde genetik olarak şişmanlık eğilimi vardır. Bu ailelerin üyeleri yiyecekleri yeterli verimlilikte enerjiye çeviremez veya iştahlarını ayarlamaz veya egzersiz sırasında yeterli miktarda kalori harcayamazlar.
-    Yaşam tarzı seçimleri: Alt kırılımları arasında sağlıksız beslenme (yüksek kalorili, düşük sebze-meyve içerikli beslenme), kalorisi yüksek sıvıların fazla tüketilmesi (kola, asitli içecekler, tatlı içecekler vb.), ve hareketsizlik bulunmaktadır. Hareketsizlik veya sedanter yaşam tarzını tercih eden kişiler bilgisayar ve/veya televizyon önünde uzun zaman geçirirler.
-    Bazı hastalık ve ilaçların kullanımı: Prader Willi sendromu veya Cushing sendrom gibi bazı tıbbi durumlarda obeziteye sık rastlanır. Depresyon ilaçları, epilepsiyi önleyen ilaçlar gibi ilaçlar uzun dönem kullanımında gerekli diyet kontrolü yapılmazsa kilo alımına yol açar.
-    Sosyal ve ekonomik durum: Yürüyüş ve egzersiz için güvenli alanların olmaması, sağlıklı yemek pişirme alışkanlığı edinmemiş olmak ve yakın çevredeki sağlıksız beslenme davranışlarına uyum sağlamak obeziteyi hazırlayıcı faktörlerdir.
-    Yaş: Her ne kadar günümüzde obezite her yaşta görülebilen bir hastalık olsa da yaşlanma ile birlikte aktivite kaybı ve hormonal değişiklikler obezite riskini arttırır.
-    Diğer faktörler: Obeziteye yol açan diğer faktörler arasında gebelik, sigarayı bırakmak, uykusuzluk, stres, daha önce sık kilo vermeye çalışmak (yo-yo diyet; diyet sonrası hızla kilo alındığında vücut bazal metabolizması yavaşlar ve daha sonraki denemelerde aynı hızda kilo verilemez) ve bağırsak bakteri sisteminin (mikrobiyom) kilo alımı veya kilo verememeye neden olması sayılabilir.

 

Obezite diyetinin özelliği, hastanın harcadığından daha az enerji alımını sağlamak üzere, enerjisi kısıtlı bir diyet olmasıdır. Kısıtlanacak miktar hastanın durumunun değerlendirilmesinden sonra belirlenir, ancak burada önemli olan, kısıtlamanın hastada bir komplikasyona neden olmayan, uygulanmasını zorlaştırmayan ve en önemlisi hızlı kilo verilmesini önleyen düzeyde olmasıdır.

Obezitesi olan kişiler hızlı kilo vermek isterler. Bu nedenle zorlayıcı diyetleri tercih edip kilo vermeyi denerler. Oysa temel ilkelerden bir diğeri, kısa dönemde başlangıçtaki vücut ağırlığının %5-10’unu vermelerinin sağlanmasıdır. Başlangıçta küçük değerlerle kilo kaybı kişinin genel sağlığını olumlu etkilemek için yeterlidir ve obezitenin yol açtığı kalp-damar sistemi, kas-iskelet sistemi problemlerinde hızlı düzelme olmasını sağlar. Sağlık mesleği mensupları obez hastalara hızlı yerine kontrollü ve geri alınmayacak şekilde, sadece diyetle değil mümkün olan en etkili fizik egzersiz planı ile birlikte orta düzeyde, gerçekçi ve kabul edilebilir kilo kaybının hedeflenmesi gerektiğini anlatmalılardır.

Obezitesi olan kişilerin tıbbi beslenmesinde dikkat edilecek ana noktalar:

·    Temel besin öğelerinin beslenmedeki oranları uygun şekilde düzenlenmelidir. Bu amaçla, günlük beslenmenin %15 kadarı proteinlerden, %25-30’unun yağdan ve %55-60’ı karbonhidratlardan alınmalıdır.
·    Zayıflama diyetlerinde düşük enerji içeriğine bağlı vitamin ve mineral eksiklikleri görülebilir. Eksiklikleri önlemek için B grubu vitaminler, demir ve kalsiyum gibi önemli maddeler yerine konmalıdır.
·    Posadan (lifden) zengin beslenme sindirim sisteminin çalışmasını düzenler, tokluk hissini arttırırken insülin düzeyinin fazla yükselmemesine yardımcı olur. Bu amaçla kepekli un ve ürünler, taze meyve ve sebzelerle kuruyemişler uygun ölçülerde tüketilmelidir.
·    Günlük sıvı alımı (1-1,5 litresi sudan olacak şekilde) 2-2,5 litre kadar olmalıdır.
·    İçeriğindeki yüksek enerji miktarı nedeniyle alkollü içecekler kesilmeli veya kısıtlanmalıdır.
·    Obezitesi olanlarda kalp-damar sağlığı ile ilgili ek problemlere sık rastlandığı için diyetlerinde tuz kısıtlaması yapılabilir.
·    Bu kişilere bir öğünde çok yemek yerine günde 4-6 öğün, azar azar ve sık beslenme alışkanlığı kazandırılmalıdır.